Ana Sayfa
Duyurularım!!!
Kimim Ben???
Kendi Siirlerim!!! (1)
Kendi Siirlerim!!! (2)
Kendi Siirlerim!!! (3)
Kısa Kesiklerim!!! (1)
Kısa Kesiklerim!!! (2)
Kendi Öykülerim!!!
Kisa Kesikler!!! (1)
Kisa Kesikler!!! (2)
Kisa Kesikler!!! (3)
Kisa Kesikler!!! (4)
Kisa Kesikler!!! (5)
Kısa Kesikler!!! (6)
Kısa Kesikler!!! (7)
Kısa Kesikler!!! (8)
Sevdigim Siirler (1)
Sevdigim Siirler (2)
Sevdigim Siirler (3)
Sevdigim Siirler (4)
Sevdigim Siirler (5)
Sevdigim Siirler (6)
Sevdigim Siirler (7)
Sevdigim Siirler (8)
Sevdigim Siirler (9)
Sevdigim Siirler (10)
Sevdigim Siirler (11)
Sevdigim Siirler (12)
Sevdigim Siirler (13)
Anket Bölümü
Link Paylaşımı
Tatli Bir Mola!!!
Not Defterim
Sevdiğim Yazılar!!!
 

Sevdigim Siirler (6)






Hep yarım kalmışlığın izlerini taşımak gibi
Seni anlatmayı denerken bir yerde tıkanıp kalmak
Boşver deyip tekrar başa dönmek mi..?
Bulmaya çalışırken kaybetmek seni...
Ellerimin boşluğu doldurması mı..?
Boşluğa kapanan avuç içlerimin soğukluğu mu yoksa..?
Duymalısın bunları deyip de neyse diye biten sözcüklerim...............
Başangıcı olmayan bir hikayenin bitişi gibi............
İsteyip de devam edemeyen bir düş mü yoksa..?
İşte yine sonun başlangıcı............
Peki söyle..!
Benimle ağlayıp benimle güler misin..?
Bunları yapabilecek yürek var mı sende..?
Hadi koy ortaya yüreğini.. ! Söyle ................!
Herşeye varım seninle
Mutluluğu...Hüznü çekmeye varım..!!!
Diyebilir misin gerçekten..????
Anlamsızlığımı....Bazen küskün duruşlarımı
Kendimden yorulmalarımı taşıyabilecek misin...??
Sustun............................?????
Zor değil mi anlamak..?
Beni yaşamak zor değil mi...?
Cesaretinde yoktur senin şimdi
Anlayamazsın ki..........
İstesende anlayamazsın........
Çözemezsin ne olduğumu...
Nasıl bir şekle dönüştüğümü.........
Hiçbirşey eskisi gibi değil artık
Seni içimde yaratıp büyüttüğümü unutmuşum
Aslında hiç varolmadığını
Yalnızlığımın bir yansıması olduğunu
Herşeyi unutmuşum............




Diyemediklerim ol..
Sende yaşarken bildiğim her şeyi unutayım.. 
Varlığın alfabesinde tek bir harf olurken, 
sensizliğin lugatında hiçliğimin ipinde sana kaybolayım.. 
Yitirsem dilimin ucundaki kelimeleri.. 
Sözlerimi kaybetsem dudaklarının ben kokan yalnızlığında.. 
Diş bilesem senin geçmediğin içi boş cümlelere.. 
Alnından vursam öznesi sen olmayan yüklemleri.. 
Sana sussam hep.. Sen konuşurken yitirsem hecelerimi.. 
Kekeme yalnızlığından kurtulana umut gibi, 
boynu bükük bir “mim“ gibi doğrulsam senin kurduğun sevda coğrafyalarına.. 
Sınırları henüz çizilmiş sevda ülkesinin başkenti olsa 
bir “Elif“ miktarı gülümsemelerin..

Dillendiremediklerim ol..
Sokul cümlelerime.. 
Başı dik yüreğinle ayaklandır damarlarımdaki donuk kanı.. 
Lehçem ol söyleyemediklerimin.. 
Senden başka yar, gözlerinden başka memleket bilmesin yüreğim.. 
Dillendirmediğim, cümlelerimle söylemediğim kız çocuğu özlemlerimin tercümanı ol.. Avaz avaz bağır beni.. 
Susmalarımda sözüm ol dudaklarımdan dökülen.. 
Konuştuğumda ise susuzluğum ol damarlarımdan avuçlarıma süzülen.. 
Özüm ol canımda tazelenen.. 
Sözüm ol dudaklarımda demlenen..
Sevmelerim ol..
Dağ başı yalnızlığına inat sen benim umutlarım ol.. 
Uçurum dibinde körelmiş ya da köreltilmiş dilimin söyleyebildiği tek cümle ol.. 
Bilirsin beni benden daha iyi.. 
Beni benden fazla düşünürsün her daim.. 
Sen ki, kar yüzü görmemiş bir ateşsin bozkır dudaklarımda düşen..
Hadi küllen yüreğimin iç denizlerinde.. 
Ellerim yaralı kelebek, kanat çırpayım kız çocuğu özlemi yarınlarına.. 
Yüreğim imlası bozuk bir cümle, 
bensiz yüklemlerine şerh düşeyim.. Sevmelerim ol.. 
Seni severken dualarım yorgun düşsün dudaklarımda.. 
Özlemim ol.. Yak beni her cümlende.. 
Sonra küllerinden doğur beni.. 
Sana varmak olsun her yolculuğum.. 
Sana kavuşmak olsun sonum.. 
Ekmek arası hasretinle çıkayım istasyonu sen olan yollara.. 
Çığlığını toprağa saklamış yol kenarı sevdaları giyineyim.. 
Kızgın güneşte kavrulmuş taşlar çıplak ayaklarımda serinlesin.. 
Sana gelmeliyim.. Büyümeliyim.. Yetişmeliyim sana.. 
Sen büyüme sakın.. Cennet müjdecisi yaşında bekle beni.. 
Sakın büyüme.. Sana gelirken üzüm bağlarından geçeyim.. 
Gece yarısı üşüyen tenime tütünleri sarayım.. 
Sonra çöllere düşeyim.. 
Musa’nın asasından kurak bozkırlara fışkıran sulardan geleyim sana.. 
Tamara sessizliğinde eriteyim buz dağlarımı.. 
Sonra sana kavuşayım.. Elimde unuttuğun fırından taze ekmek özlemi, 
yüreğimde dillendiremediğin 
sadece saçlarını ellerinle örmek istediğin kız çocuğu özlemin.. 
Hadi sevmelerim ol, 
çöl ikindisi kuraklığına aldırmadan bir gül yeşersin gözlerimizde.. 
Öyle bir gül olsun ki, 
her dem “sevdamıza“ şükreden, 
her an gülüşümüzde tazelenen.. 
Geleceğim ol..
Geçmişimden alıntı yaparak yürüdüğüm yarınlarımda öznem ol.. 
Göremediklerimi göster bana.. 
Diyemediklerimin sözü, yaşayamadıklarımın özü ol.. 
Mahzeni karanlık nüfus kütüğüme gözlerinin aydınlığını vur.. 
Güz yüzlü çocukların tazeliğini bırak avuçlarıma.. 
Ezberine kat beni.. Vur beni adının binlerce anlamına.. 
Savur beni ıslak saçlarına.. 
Sonra da topla beni avuçlarına.. 
Topuklarının sesini bırak susuzluğum baş harfi yalnızlığına.. 
Yazgıma, kaderime düş adını.. 
Kendinden alıntı yaparak değil en yalın halinle düş gerçekliğime.. 
Sözlerimi bitirdim.. Cümlelerimi yitirdim.. 
Geleceğim ol.. Ne “Elif” umutsuz kalsın ne de “gül“ bozkırsız..

Gün gelir, söylemediklerimde “söz“,
Gün gelir, dillendirmediklerime “tercüman“ olursun..
Vakit geleceğime,
Elif tazeliğinde umutlar ekme zamanı..
Hadi gözlerini kapat..
Zamanın avuçlarından kurtar kendini..
Vur kendini yollara..
Sensizliğin içindeki “hiçliğim”
Varlığının anlamı kat..
Geleceğimin bozkır topraklarında,
“Elif“ tazeliğinde bir “umut” tanesi ol..


Tatlı Bela´ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Zordur Beni Sevmek..
Öyle kolay değildir hayatıma girmek.. ve rüyalarıma girmek çok zorlar insanı..
Sevilmesi zor bir insanımdır.. öyle kolay kolay da alamazsın beni hayatına..
soğuğumdur, cehennem sıcaklığında da olsan senide buz keser sözlerim.. ben
öyle kolay kolay sevemem, sevdirmem de kendimi..
....soğuk ile aynı cümle içinde geçer adım.. konuşursam kalp kırarım..
Yürek ister beni sevmek.. aptal da olman lazım benimle olman için.. ben çok
zor bir insanımdır.. ne sevmesini bilirim ne sevilmesini... işim gücüm can yakmaktır..
....zalim ile aynı cümlede geçer adım.. konuşursam can acıtırım..

Cesaret ister karşımda durupta sevilmek.. tokat yemiş gibi olursunsevgimden.. mutlu olmasınıda bilmem mesela.. acılardır benim yoldaşım... ve
yoldaşım yol ile benim aramda kalır çoğu defa...
....ruhsuz ile aynı cümlede geçer adım.. konuşursam mutluluğunu alırım..
Emek ister, sabır ister beni sevmek... öyle her istediğinide yaptırmam..
dediğim dediktir mesela.. kızarsam soğuk olurum, zalim olurum, ruhsuz
olurum...
...ne biçim bir insan ile aynı cümlede sıfatım olur adım..
konuşursam ayrılırım...

....beni sevmek, ben olmak ister aslında.. ama bir rüya görürsün, bir melek
gelir dünyana... herşey değişir, ne sen, sen olursun.. ne ben, ben... böyle
bir adamı yok etmenin hazzını yaşatırsın...
beni sevmek.. yanımda olmayı istemektir.. sadık olmayı istemektir.. yalandan
uzak olmayı istemektir... her daim sevmek, sevilmek istemektir.. benisevmek, mutlu olmayı istemektir...
....aşk ile özlem ile aynı cümlede geçer adım..
konuşursam çocuk olur ağlarım...




SuÇ senİnmİ ? Benİm mİ? 
Benim mi bu aynada ki yüz?
Benim mi(!) İnanamıyorum...
Bu ağlamaktan şişmiş GÖZler(!)
Her dakika ismini fısıldayan dudaklar benim mi?
Söylemiştin bana bunların böyle olacağını...
Bense gülüp geçmiştim!!!

Şimdi esirin olmuş bu "beden" benim mi(?)

Hiç inanmak gelmiyor içimden(!)
Seni çılgınca seven bu yürek benim mi?
Böylesine tutulmuşsam gözlerinin YEŞİLİNE!!!

Suç SENİN mi? Benim Mİ?




Her aşkım bir intiharrrr !!!

Tedirginlik....
Durağan konuşmaların sıkıntısı...
Isırılmış dudaklardan içime akan kanın damağıma yapışan pıhtısı...
Hani hiçbir cümleye yerleşemeyen kelime ...
İsmi yani;
Gidenin ismi satır başıdır aşk ayetlerime...

Ürpermek... Tekrar dokunabilmek tutkusu...
Temassız sevişmeler...
Tenlerin son bir el sallaması gibi...
Duygusal orgazmın doruğu ...
Hani ellerimi koymayı bilemediğim yer...
Yıldızlar tutmaya alıştığım o ipeksi gökyüzü...
Teni yani;
Yoksunluğun teni geceleri uykularımı örter....

Yitirmek...
Sonlara müptela aşkların koyu yası.. .
Tüm renklerin siyaha tutsaklığı...
Kesin intiharı gökkuşağının...
Hani gözlerimin rengini yitirdiğim o son bakış...
Pulunu terk eden mektup gibi...
Kimsenin sahiplenemeyeceği o büyük aldanış...

Tutsaklık...
O şehvetli teslimiyet...
Tenimi acıtan yokluğunun prangaları...
Ve bundan duyduğum tanımsız zevk
Bir zafer çığlığı inlemelerim...
Ve gövdemin gönderine çektiğim...
O dimdik bakabilen gözlerim...
Kesin inkarıdır en çetin yenilgilerimin...

Sevmek....
Yeniden alışarak kan kaybına...
Ve ekleyerek kazandıklarını anılarına ...
Savaşmak yani... Silahsız... Çıplak...
Müttefik ederek kelimeleri ve hayalleri...
Yaşamın dayatmasına rağmen...
Ağırlaşan nefese rağmen...
Bir pankart açar gibi yazmak aşkı...
Sol yanını bir el bombası gibi atmak aşk meydanlarına...
Ve tutuşmak bir hıdrellez ateşi gibi...
Dolanmak çarşafların o muhteşem yalnızlığına...

Vazgeçmemek...
Yenilen bir orduyu sahiplenebilmek...
Ve kendini her devirdiğinde...
Her ihtilalinde...
Kendini tekrar tahta çıkarabilmek... 
O muhteşem yenilgilerin muhteşem kumandanı... 
O soluk gecelerin parlayan tek yıldızı...
Yüreğim yani; 
O içimdeki menzilsiz kurşun...
Ben umutlarımı boş kovanlara doldururum...!
Acemidir aldığım nişanlar
Ben her aşkta
kendimi vururum!!!




Ben seni içimde öldürmeye kıyamadım !!!

Öldürecektim seni bende

Kendimde o gücü bulabilseydim eğer...
Sindiremeyecektim senden kalanları benden uzak mezarlara koymaya!!!

Diyar diyar dolaşıp yine içime gömecektim seni en sonunda...
”Ben demiştim” diyenlere, üzüntümü belli etmemek için kuşandığım

 mekanik tebessümlerimin ardındaki yaşlarla sulayacaktım taze mezar toprağına ektiğim çiçekleri...

Ama ben seni içimde öldürmeye kıyamadım.... 

Başarabilseydim incitecektim seni...
incinmişliğimin verdiği cahil cesaretle...
Ne var ne yok sayıp dökecektim karşına geçip...

 Kendimi hayrete düşürürcesine birer tokat gibi vuracaktım hiç kullanmadığım o ağır lafları...
Kıracaktım seni binbir parçaya ayırana kadar...
Duvardan duvara fırlatacaktım sevgi diye önüme sunduğun hastalıklı duygularını...
Ama ben seni incitmeye de kıyamadım... 

Elimden gelseydi unutacaktım seni...
Gözlerimden silecektim hayalini ve dilimden adını... 
Duman duman atacaktım seni bu şehirdeki tüm bacalardan;
ama soluduğum havaya karışıp yine dolacaktın ciğerlerime...
Onlarca damla döküp göz pınarlarımdan akıtacaktım seni sevgimin atığı diye

ama ıslaklığın kalacaktı elmacık kemiklerimde...
Bu kez de tenimin tuzuna karışacaktın... 
“Sözümü tutacağım ,adını anmayacağım”nağmelerini dinleyip 
neyi unutacağımı unutacaktım seni unutayım derken...
Zaten ben seni unutmaya da kıyamadım...

Ne kadar çabuk geldi ayrılık...
Oysa daha yeni başlamıştık birbirimize ayak uydurmaya,
daha doğrusu ayak uyduramamaya...

Nedensizliklerin iç çekişlerini dinlerken vedalar bozdu suskunluğumuzu... 
Bana mıydı kızgınlığın yoksa kendine mi anlamadım... 
Kaçar gibi veda ettin...
Oysa ben seni sevmelere doyamadım!!!

Öldürecektim seni...
İncitecektim seni...
Unutacaktım seni....

Ama lanet olsun!!!
Kı-ya-ma-dım!!!
Oysa ben seni sevmelere doyamadım!!!


 
Haberin Olsun...! ^__^
Duyurularım Yenilendi!!! Okumadan Geçmeyin...

En Yeni Sayfalar(!)
1-Kısa Kesiklerim açıldı...
2-Kendi Şiirlerim 3 tamamlandı...
3-Kendi Şiirlerim 2 BİTTİ...
4-Kendi Öykülerim eklendi...
Ek Olarak(!)
Duyurularım'a uğramayı unutmayın...

My House on Web

page counter
 
ONLİNE ZİYARETÇİLERİM

http://KENDİ

---- PageRank --
------ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol